Ankara Tag

Toplumda genelde erkek çocukları şımartılır gibi görünür. Fakat ben durumun tam anlamıyla böyle olmadığını düşünüyorum. Çocuklarının hayatın zorluklarıyla karşılaşmasını istemeyen anne babalar, hep evlatları dizlerinin dibinde otursun isterler. Hal böyle olunca da evde oturan erkek çocuğu toplum geleneklerini doğrultusunda yemek yapıp temizlik işlerine karışmaz, karıştırılmaz. Böylece iki seçenekle karşı karşıya kalır. Ya toplum standartlarında küçük bir sosyal grupla gereğinden fazla vakit geçirerek teorik eğitimden uzak sosyal bir varlık olarak hayatını şekillendirir ya da evde özel uğraşları olan asosyal bir varlık olur. İnsanlardan uzak kalmanın pozitif alanda değer kazanması da kolay iş değil. Yazarların azımsanmayacak kısmı bu mevzuda örnek gösterilebilir.

Milyonlarca yetenek harap olup gidiyor şu dünyada. Bu ziyan öylesine açıkça yapılıyor ki, insan israfı arsızlığa erişmiş. Kıyım yapılıyor adeta. Anne babalar en sevdiklerine, kıyamadıklarına kıyıyorlar farkında olmadan. Durumu anlayamıyorlar zira kendi ruhlarının özünü sömürmüş aynı döngü. Mesele yaşamak olmamış artık onlar için, hayatta kalmak olmuş. Mağduriyet büyük, hem anne baba hem de evlatlar aynı çarkın dişleri arasında eziliyor.

Caddelere çıkar kaldırımları hızlı adımlarla aşardın. Gözüne hüzün takılırdı çoğu zaman. Boğazın düğümlenirdi durduk yere, ağlamamak için tırnaklarını bastırırdın avucuna. Kimseler görmesin isterdin seni ağlıyorken, bilinmeyen bir yerde, durup dururken. Bir anda tanıdık yerler ve tanıdık insanlar bile yabancı gelirdi sana. Yaşadığın şehir, evinin sokağı ve en yakın arkadaşların. Gözyaşlarının mabedi yalnızlıktı sanki. Riya sayardın herkesin ortasında gözyaşlarının tek bir damlasını. Alnını sonsuzluğa dayayan bir adamla bir tutardın bu konuda kendini. Herkesle oturup ağlayabilirdin belki ama geceleri sıcacık yatağından kalkıp ebediyete açan ruhun mahremiyetini taşırdı çoğu zaman hüzün damlacıkların. Ve yavaşça yüreğindeki aşkla büyüyünce hüznün; acılarınla, incindiğin anılarınla daha güçlü oldun hayatta. Aşkın sırrı, yüreğin kanasa da kıymet bilen olmaktı aslında.