Pandemi ve Sağlık Çalışanlarına Etkisi

Pandemi ve Sağlık Çalışanlarına Etkisi

Korona virüs (Covid-19) pandemisi’nin 11 Mart 2020’de Dünya Sağlık Örgütü tarafından küresel salgın ilan edilmesinin üzerinden neredeyse bir yıl bir ay geçti ve 13 Mart 2020’de Avrupa’nın artık korona virüs faciasının merkez üssü hâline geldiği bildirildi. 27 Nisan 2021 tarihi itibarıyla dünyada 148.583.572 onaylanmış vaka, 126.381.446 iyileşen varken virüs nedeniyle 3.136.640 hasta öldü.

Virüs ile temastan semptomların oluşmasına kadar geçen sürenin 2 ile 27 gün sürdüğü hastalığın belirtiler ortaya çıkmadan bulaştırıcılığının olmadığı da tam olarak bilinmiyor.

27 Nisan 2021 itibariyle ülkelere göre vaka dağılımları. Kaynak: Worldometer

Salgın Süresince

  • İç İşleri Bakanlığı verilerine göre, “Evde kal” çağrıları kapsamında kendini karantinaya alan ailelerde geçimsizlik arttı.
  • Verilere göre son 3 ayda boşanmak isteyen çiftlerin sayısı 4 kat arttı.
  • Sağlık bloglarında çiftlere yönelik terapi yazıları yayınlanmaya başladı.
  • İçişleri Bakanlığı tarafından sokağa çıkma yasakları ilan edildi.
  • Starbucks, Çin’deki şubelerinin yarısından fazlasını kapattı.
  • Ikea, Çin’de bulunan mağazalarını kapatma kararı aldı.
  • Volkswagen, fabrikalarında üretimi iki haftalığına durdurdu.
  • Airbus, Michelin, Skoda, Brembo, Maserati, Renault Grubu, Fiat, Lamborghini ve Ferrari dâhil birçok firma İtalya, İspanya, Fransa, Sırbistan, Slovakya ve Polonya’daki fabrikalarında üretime ara verdi
  • Toyota, Sakarya’da bulunan üretim tesisinde 2 hafta üretime ara verdi.
  • Covid-19 pandemisi ruh sağlığı krizlerini tetikledi.

Pandemi tüm yaş gruplarını etkilerken özellikle okullarından uzak kalan ve ekonomik belirsizlikle karşı karşıya kalan öğrenciler için durum daha zor hale geldi. Evde çocuklarına bakmak zorunda kalan yetişkinler ise iş ve evde eğitim arasında bir denge kurmanın zorluklarını yaşadı. Salgınla mücadelede öne çıkan sağlık çalışanları ise başka hayatları kurtarmak adına hayatlarını tehlikeye attılar. Türkiye’de sağlık çalışanlarının izinleri iptal edilirken istifa etmeleri ise engellendi.

ABD’de Well Being Trust’un çalışmasına göre bazı ölümlerin temel noktası Covid-19’un tetiklediği umutsuzluk, toplu işsizilikler, sosyal yalıtım, depresyon, anksiyete bozukluğu gibi nedenler olabilir.

Peki, Türkiye ve tüm dünya salgın krizi ile boğuşurken hastalığın merkezinde olan sağlık çalışanlarının durumu nedir?

Sağlık çalışanlarının çoğunlukla aileleriyle birlikte hasta olduğu düşünülüyor. Bununla birlikte pandemi döneminin başındaki alkışlara rağmen sağlık sektöründe aşırı yoğunluk devam ediyor ve çalışanlarda tükenmişlik ortaya çıkıyor.

Bu zor günlerde bizimle ilgilenen ve hayat kurtarmak için kendi hayatı pahasına çok çalışan tüm harika insanlara teşekkürler.

Pandeminin ilk zamanlarında ortaya çıkan korku ve endişeyi hepimiz hatırlarız. Köşe başında ölüm pusu kurmuş gibi hissettiğimiz zamanlar olmuştu ve hala da devam ediyor. Personeller, hemşireler ve doktorlar tüm bu süre boyunca kovid yoğun bakımlarda virüslü ortamlarda, yirmi dört saate varan yoğunlukla çalıştılar ve hala çalışıyorlar. Oradaki korkuyu ve endişeyi anlamak kolay değil, yaşamak ise eziyet. Sağlık çalışanlarının sözlerden çok gerçek desteğe ihtiyacı olduğu kesin.

Sağlık meslek örgütleri, Türkiye’de toplumun diğer kesimlerine göre yaklaşık 10 kat daha fazla oranda Covid-19 hastalığına yakalandığını ifade ediyor. Bu konuda İdiz ailesi büyük kayıp yaşadı.

Dr. Muharrem İdiz, iş yeri hekimi olarak görev yaparken, Covid-19 sebebiyle hayatını kaybetti. İdiz’in kendisi gibi hekim olan kardeşi de salgın sebebiyle, 18 gün sonra vefat etti. İki çocuğunu kaybettikten sonra anneleri de dayanamayarak kalp krizi geçirerek yaşamını yitirdi. 26 yaşındaki Esra İdiz’in sözleri sağlık çalışanlarının durumunu kendi açısından ifade ediyor.

“Annem çalışmıyordu, ben okuyordum. Babamdan sonra İzmir’deki evimizin kirasını ödeyemez olduk, üstüne bir de hayat pahalılığı… Gücümüz kalmadı. Doğduğumdan beri hiç ayrılmadığım, babamla her anımın olduğu İzmir’i bırakmak zorunda kaldım. Tüm ailemi, babamı, arkadaşlarımı İzmir’de bırakıp daha önce hiç görmediğim bir şehre geldim.”

“Annemle babam birbirlerine çok bağlıydı. O yüzden annem çok büyük bir boşlukta. Hala gece uyurken annemi yalnız bırakamıyorum, onunla birlikte yatıyorum. Antidepresan kullanıyoruz, onlar olmadan çok zor. Babama çok ihtiyacım olduğu zamanlar oluyor. Danışmam gereken, özellikle çok sığınmam gereken anlar oluyor ama bulamıyorum.”

“Bu insanlar mesleği uğruna, insanların sağlığı uğruna kendisini feda etti. Sadece bir canını değil, ailesiyle geçirebileceği yıllarını da feda etti. Babamla birlikte hayal kurduğumuz çok fazla şey vardı. Mesleği için, bu hastalık uğruna bütün hayallerimi de alıp götürdüler.”