Şecere

Şecere

Şecere kelime manası ile ağaç demektir. Akla gelen ilk hali ile kökleri, gövdesi, dalları ve yaprakları olan bir varlık. Çoğu ağaç bulunduğu yerden pek kımıldamaz. Mevsimlerin gelip geçmesini seyreder tıpkı insan gibi. Kış gelince kabuğuna çekilir, renklerini kaybeder; yaz mevsimindeyse dalları yeşillenir ve meyveler verir. Güz mevsiminde de renk değişimleri ile sanki gazeller mırıldanır gökyüzünden yeryüzüne doğru.

Birkaç gündür ağaçları insanlara benzetiyorum. Belki de soy çizelgelerine şecere dediğimiz için, ya da yüzyıllar evvel âlim insanlar ne manaya geldiğini bildiklerinden dolayı bu yakıştırmayı yapmışlar.

Yaşamlarımız süresince atalarımız vasıtasıyla bir takım bilgiler, duygular ve insan fıtratında yer alan her katre benliğimize nakşedilir ve zaman çarkında eritilerek ruhumuzun kalıbını belirler. Bu da kişiliğimizi ortaya koyar. Böylece söz konusu şecerenin bir parçası oluruz. Belki tohum değiliz belki meyve değiliz ancak bilinmez bir aktin parçası olmuşçasına zaman mevsimine direnen bir şecerenin parçasıyız.

O şecere de sanki sonsuzluk ikliminin daimi konuklarını temsil eden bir çeşit yeminkar. Bu yüzden soyun devam etmesine ve müteselsil hal almasına ehemmiyet veriliyor. Belki de sonsuzluk ağacının önünde uzanan bahçeleri bu dünyadaki nesiller inşa ediyor. Yaşama şeklimiz sonumuzu veya sonsuzluğumuzu etkiliyor.

Böyle şeyler düşünüyorum zira insanlarla diğer canlıları karşılaştırınca, mesela bir köpeği. Diyorum ki; evde yaşayan bir köpek iyi beslenerek, bakımı yapılarak güzel bir hayat tarzı yaşar. Bütün gün uyur, dış şartlardan etkilenmez. Yıllar geçip gittikçe sadece onun faniliği etkilenir ve zamanla her canlı gibi ölür. Yani herhangi bir insandan çok daha rahat yaşar. Neticede yiyip, yatmaktan başka pek kaygısı yoktur. Güzel elbiseler istemez, son model bir araba ya da iyi bir iş istemez. Gururu yoktur. Kapasitesi bellidir. Hayvan olarak yaşar ve ölür.

Peki insan öyle midir? Her şeyi ile üretir. Köpek bin yıl önce de aynı köpektir dünyayı değiştiremez fakat insanın dünyada nereden nereye geldiğini az çok biliyoruz ve insana benzer başka bir canlı da yok. Fakat insanın her canlı ile ortak bir özelliği var o da faniliği. Yani zaman kısıtlı ve nesiller birbiri ile görünmez şekilde bağlı. Mantığım diyor ki ne kadar faydan da zararın da başka bir iklimde ya kuruyan bir dal olacaksın yada baharlarda yaşayan bir şecerenin parçası.